14 Temmuz 2009 Salı

Erkan Boşalmada Dapoksetin İlacı

Erken boşalma sorunu yaşayan 18-64 yaşlarındaki erkeklerin tedavisinde 6.000
hasta ve partnerini kapsayan FazIII klinik çalışması sonuçlandı.Çalışmada, ilişkiden önce isteğe bağlı olarak alınan 30 mg ve 60 mg dapoksetinin etkisi değerlendirildi.
Çiftlerden, çalışma süresi boyunca her ay altı veya daha fazla kez cinsel ilişki denemeleri istendi. Sonuçlar,kadınlarda ölçülen intravajinal ejakülatuvar latens zamanını (ELT) da içeren bir dizi anket sorusunun yanıtıyla oluşturuldu.Ankette, erkeklere ve eşlerine ejakülasyon kontrolü üzerindealgı,ejakülasyon zamanıyla ilişkli stres ve tatmini de ölçmeye yönelik sorular yer aldı. Hastalar, 18yaşında,DSM-IVTR kriterleri kullanılarak çalışmaya girişten önceki 6 aylık dönemde
PE hikayesi varsa çalışmaya alınmıştır. Altı çalışmanın beşinde,hastaların
%75’inden daha fazlasında ejakülasyon zamanıyla ilişkili stres veya kişiler arası zorluğa eşlik eden IELT 2 dakika olması da istendi.Erektil disfonksiyonu veya diğer seksüel disfonksiyon formları olan, psikiyatrik bozukluk hikayesi olan veya antidepresan kullanan hastalar çalışmayaalınmadı. Dapoksetile yapılan beş randomize,
kontrollu faz III çalışmalarının her birinin bulguları, tedavide dapoksetinin faydalı olduğunu gösterdi ve PE’nin şu bileşenlerinde etkili bulundu: Ejakülasyona
kadar geçen zaman, erkeğin ejakülasyon kontrol algısı, beraberinde var olan stres
ve ilişkiye etkisi ve genel olarak ilişkide tatmin. Çalışma sonunda, diğer bileşenlerde elde edilen olumlu yanıtların yanı sıra, şu bulgu dikkat çekti: 12. haftada ortalamaIELT m0.9 dakika iken, sırasıyla30 mg dapoksetinle 3.1
dakikaya, 60 mg ile 3.6 dakikaya yükseldi

10 Temmuz 2009 Cuma

MAJEZİK 100 MG 15 FİLM TABLET

Endikasyonları

Çeşitli nedenlere bağlı baş ve diş ağrıları, nevraljiler,
Adet sancıları,
Romatoid artrit, osteoartrit, ankilozan spondolit, akut gut artrit, eklem romatizmaları, artrozlar, fumbago ve şiddetli radikülajilerin akut ve uzun süre semptomatik tedavileri,
Çeşitli cerrahi operasyonlar ve yumuşak doku travmalarına bağlı ağrı ve enflamatuar semptomların giderilmesi.
KBB ve stomatolojik rahatsızlıklardaki ağrı ve enflamasyonun giderilmesidir.

Kontrendikasyonları

Flurbiprofen'e karşı aşırı duyarlılığı olan kişilerde kontrendikedir.
Flurbiprofen; Aspirin veya diğer nonsleroidal amtienflamatuar ilaçların astım,ürtiker veya diğer alerjik reaksiyonlara yol açtığı bilinen kişilerde kontrendikedir.

Uyarılar
Kronik olarak nonsteroidat antienflamatuar ilaçlarla tedavi edilen hastalarda önemi gastrointestinal yan etkilerin görülebileceği düşürülerek hastalar dikkatle takip edilmelidir.
-Diğer nonsteroid antienflamatuar ilaçlarda da olduğu gibi renal ve hepatik fonksiyon bozukluğu bilinen geçmişte böbrek veya karaciğer hastalığı geçirmiş kişilerde dikkatle kullanılmalıdır.
-Kardiyak dekombansasyonu, hipertansiyon ve benzeri hastalıkları bulunan kişilerde sıvı retansiyonu ve ödem görülme ihtimaline karşı dikkatle kullanılmalıdır.
-Yapılan çalışmalarda 12 aydan fazla sürede günde 200 mg'lık dozda alınan flurbiprofenin kanama süresini uzatmadığını bildirilmiş olmasına rağmen özellikle anormal kanama potansiyeli olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Hamilelik ve laktasyonda kullanımı: Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda flurbiprofenin teratojenik etkisinin bulunmadığı gösterilmiş olmasına rağmen insanlar üzerindeki çalışmaların yetersizliğinden dolayı flurbiprofenin hamilalerde kullanılması tavsiye edilmez.
Proslaglandin inhibitörü ilaçların yeni doğanlar üzerindeki olası yan etkileri nedeniyle flurbiprofenin laktasyonda kullanılması tavsiye edilmez.

Yan Etkileri

Flurbiprofen tedavisi ile seyrek olarak görülen yan etkiler hafif şiddetle, doza bağlı ve geçicidirler.
Dispepsi, mide bulantısı, kusma, abdominal ağrı, gaz şikayetleri, diyare, konstipasyon, ürtiker, baş dönmesi, sinirlilik, kulak çınlaması, bulanık görme, vücut ağırlığı değişimleri.

VERMIDON 500 MG 20 TABLET

ETKİN MADDE HAKKINDA KISA BİLGİ


parasetamol ve kafein

Analjezil, antipiretik parasetamol ile psikostimülan kafein kombinasyonu.
Yetişkinde günde 3-4 defa 1-2 tablet.
Kontrendikasyon, etkileşim, ve yan etkiler yönünden parasetamole benzer.


Bu sitede ve verilen linklerdeki bilgilerin eksik veya hatalı olmasından ve uygulanmasından oluşacak zararlardan site sahibi sorumlu tutulamaz. İlaç kutusunda bulunan prospektüsler daha geniş ve güncellenmiş bilgi içerirler.

Lütfen doktorunuza danışmadan hiçbir ilaç kullanmayınız !

Formülü;
Her tablette,
Parasetamol DC 555.55 mg (500 mg Parasetamole eşdeğer)
Kafein 30 mg

FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ :
Parasetamol, hipotalamustaki ısı düzenleyici merkezler üzerine direkt etki ile vazodilatasyon ve terlemeye yol açarak yükselmiş olan vücut sıcaklığını düşürür, normal vücut sıcaklığını nadiren etkiler. Trombosit agregasyonunu inhibe etmez, protrombin yanıtını etkilemez ve gastrointestinal sistemde ülserasyona yol açmaz.Diğer etken madde olan kafein ise santral sinir sistemini uyarıcı ve beyin kan damarlarını daraltıcı etkileri nedeniyle sık olarak analjeziklerle kombine edilir ve hem analjezik etkiyi arttırır hem de etkinin daha çabuk başlamasını sağlar.
Parasetamol mide barsak yoluyla hızla ve tamamen emilir. 10 ila 60 dakika içinde maksimal plazma düzeyine ulaşılır. Plazmaya bağlanma oranı %25'dir. Yaygın olarak metabolize olarak %94'ü idrarla inaktif metabolitler halinde atılır. Ortalama eliminasyon yarı ömrü 1-4 saattir.
Kafeinin emilimi de hızlı ve tamdır. 15-45 dakikada en yüksek plazma konsantrasyonu elde edilir, proteine bağlanma oranı %15'dir. Karaciğerde metabolize olur, yarı ömrü yaklaşık 3.5 saattir.

ENDİKASYONLARI :
Vermidon Tablet, hafif ve orta şiddetli ağrılar ile ağrının ateşe
eşlik ettiği durumlarda kullanılır.

KONTRENDİKASYONLARI :
Parasetamol veya kafeine karşı bilinen aşırı duyarlılığı olanlarda kullanılmamalıdır. Bu tür bir reaksiyon ortaya çıktığında ilaç kesilmelidir.

UYARILAR / ÖNLEMLER :
Önerilen doz aşılmamalıdır. Doktor tarafından başka bir şekilde tavsiye edilmediği taktirde bir defada ağrı için erişkinlerde 10, çocuklarda (12 yaşın altında) 5 günden; ateş için ise erişkinlerde ve çocuklarda 3 günden daha uzun süreyle kullanılmaması önerilmektedir.
Hepatik nekroz (parasetamol aşırı dozunda) doza bağlı bir komplikasyondur.12-48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir, ancak klinik semptomlar dozun alınmasından 1-6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir. 10 g'ın üzerinde alan yetişkinlerde toksisite görülmesi muhtemeldir.
Karaciğer fonksiyon bozukluğunda kullanımı:
Kronik alkoliklerde terapötik dozlardan sonra hepatotoksisite ve ağır karaciğer hasarı ortaya çıkabilir. Günlük toplam doz 2 g'ın altında tutulmalıdır.
Gebelikte kullanımı :
Parasetamol plasentaya geçer. Gebeliğin bütün dönemlerinde rutin olarak kullanılmış olup, kısa süreli tedavi için güvenilir bulunmuştur. Laktasyon periyodunda da verilebilir.
Ancak gerek gebelik gerekse laktasyon dönemlerinde kafein içermeyen formların kullanılması önerilir.
Şiddetli ve tekrarlayan ağrılar ya da sürekli ateş ciddi bir hastalığın işareti olabilir. Ağrı 10 günden uzun süredir devam ediyorsa, kızarıklık mevcutsa ya da 12 yaş altındaki çocuklarda görülen artritik ve romatizmal hastalıklarda derhal doktora başvurulmalıdır.

YAN ETKİLER / ADVERS ETKİLER :
Önerildiği şekilde kullanıldığında Vermidon ciddi toksisite ve yan etkiye yol açmaz. Nadiren aşağıdaki yan etkiler görülebilir:
Hematolojik; hemolitik anemi, nötropeni, lökopeni, pansitopeni, trombositopeni.
Allerjik; cilt döküntüleri, ürtiker ve eritem şeklinde cilt reaksiyonları ateş.
Diğer; hipoglisemi, sarılık.
Ayrıca kafeine bağlı olarak nadiren uykusuzluk, huzursuzluk, sinirlilik tremor, taşikardi, çarpıntı ve diürez ortaya çıkabilir.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

İLAÇ ETKİLEŞMELERİ :
-Oral antikoagülanlar; hipotrombinemik etki artar.Parasetamol antitrombositer aktivite göstermediğinden ve gastrointestinal kanamaya neden olmadığından antikoagülan tedavi gören hastalarda Vermidon Tablet asetil salisilik asitten daha emniyetlidir.
-Oral kontraseptifler parasetamolün metabolizmasını artırıp yarı ömrünü azaltırken, kafeinin metabolizmasını inhibe edip farmakolojik etkisini arttırabilirler.
Narkotik ve antikolinerjikler; mide boşalımını geciktiren ilaçlar parasetamolün absorpsiyon oranını azaltabilirler. Metoklopramid ise ince barsaktan parasetamol emilimini hızlandırabilir.
Etanol; Kronik yüksek dozlarda parasetamol toksisitesini arttırır.
Diflunisal; Parasetamol'ün plazma seviyesini önemli ölçüde arttırır.
Kloramfenikol; Vermidon ile birlikte kullanıldığında serum kloramfenikol seviyesi yükselebilir.

KULLANIM ŞEKLİ ve DOZU :
Doktor tarafından başka bir şekilde önerilmediği takdirde;
Erişkinlerde ortalama günlük doz 6-8 saat arayla 1 veya 2 tablettir. 24 saatte toplam 8 tabletten fazla alınmamalıdır.
Çocuklarda; 6-12 yaş arası 6 saatte bir 1/2 tablet verilir. 6 yaşından küçük çocuklarda kullanılması uygun değildir.Çocuklarda 4 saatten daha sık aralarla ve 24 saatte toplam 4 dozdan daha fazla verilmemelidir.

AŞIRI DOZ ve TEDAVİSİ :
Semptomları; akut zehirlenmede siyanoz, anemi, sarılık, cilt döküntüleri, ateş, kusma, santral sinir sisteminde uyarılma, delirium, depresyon, koma, vasküler kollaps, konvülziyon görülebilir. Ancak sıklıkla spesifik erken semptom ve bulgu vermez. Hepatotoksik doz 10 g (140 mg/kg), minimal letal doz ise 15 g'dır (200 mg/kg). Genellikle ilk 48-72 saatte hepatotoksiteye ait laboratuvar bulguları yoktur. N-asetil sistein veya metionin, aşırı doz alındıktan sonraki 10-12 saat içinde verildiği takdirde karaciğer toksik etkilerden korunur.
Önerilen N-asetil sistein dozu başlangıçta 140 mg/kg, bilahare her 4 saatte bir (toplam 17 doz verilmek kaydı ile) 70 mg/kg'dır.İntoksikasyon durumunda spesifik antidot yanında gerekli ilk müdahale olarak şuuru açık hastalarda kusturma ve mide lavajı uygulanmalıdır.

SAKLAMA KOŞULLARI :
30 °C'nin altında oda sıcaklığında saklayınız.

PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK DOZAJ ŞEKİLLERİ :
Vermidon Çocuk Şurubu
TİCARİ TAKDİM ŞEKLİ ve AMBALAJ MUHTEVASI :
30 tabletlik blister ambalajlarda.

ASPIRIN 100 MG 20 TABLET

Endikasyonları

- İltihabi durumlarda : örn. akut ve kronik romatizmal hastalıklarda - Ağrılarda; örn. baş ve diş ağrısı, bel ağrısı (lumbago), nevralji, siyatik, migren ve adet sancılarında - Soğuk algınlığı, grip ve hafif enfeksiyonlarda görülen ağrı ve ateş durumlarında

Kontrendikasyonları

Salisilatlara ve diğer steroid olmayan antienflamatuar ilaçlara karşı aşırı duyarlılığı olanlarda, kanama eğiliminin arttığı patolojik durumlarda, gebeliğin son üç ayında, glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliğinde, gastrointestinal kanalda kronik ve aktif ülseri olanlarda kullanılması sakıncalıdır.

Uyarılar Önlemler

Diğer ilaçlarla birlikte kullanımında ilaç etkileşimleri göz önüne alınmalıdır. Astma, nazal polip veya nazal alerjisi olanlarda, gastrointestinal şikayetleri, karaciğer harabiyeti, böbrek fonksiyon bozukluğu olanlarda ve cerrahi müdahale geçirecek kişilerde dikkatle kullanılmalıdır. ÇOCUKLARDA VE GENÇLERDE GRİP VE SU ÇİÇEĞİNE EŞLİK EDEN YÜKSEK ATEŞTE REYE SENDROMU KONUSUNDA HEKİME DANIŞILMADAN KULLANILMAMALIDIR. Hekim tarafından tavsiye edilmedikçe, hamileler ve süt veren anneler tarafından kullanılmamalıdır.

Yan Etkiler

Doza bağımlı olarak gastrointestinal hemoraji, ülserasyon, tinnitus, vertigo, geçici işitme kaybı, kanama zamanının uzaması ve nadiren lökopeni, trombositopeni, plazma demir konsantrasyonunda düşme görülebilir. Ayrıca nadir vakalarda aşırı duyarlık reaksiyonları olarak kaşıntı, ürtiker, angionörotik ödem, astma ve anaflaksi görülebilir.

Etkileşimler

Non-steroidal antiromatizmal ilaçların etkilerini ve yan etkilerini, metotreksat'ın istenmeyen etkilerini, antikoagulanların (örn. heparin ve kumarin türevleri) etkilerini ve steroidlerle birlikte alındığında gastrointestinal kanama ihtimalini arttırır. Diyabetli hastalarda kullanıldığında, insülin veya oral antidiyabetiklerin (örn. sulfonilüre) dozunun ayarlanması gerekebilir. Furosemid, spironolakton benzeri diüretiklerin ve ürikozürik ilaçların etkilerini azaltır. Salisilatlar tiroid fonksiyon testlerini etkileyebilirler.

Dozu Kullanma

Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmemişse : Erişkinlerde günde 3 defa 1-2 tablet, tercihen yemeklerden sonra çiğnenmeden bir miktar sıvı ile yutulur. Romatizmal hastalıklarda, doz hekim tavsiyesi ile günde 4 defa 2 tablete çıkarılabilir. 9-15 yaş grubunda günde 2 veya 3 defa 1 tablet verilebilir. 7-9 yaş grubunda günde 3 defa 1/2 tablet.

7 yaşından küçük çocuklarda bunlar için uygun olan "Aspirin 100, çocuklar için" preparatını kullanınız. Doz Aşımı ve Tedavisi : Yüksek dozda alındığında baş dönmesi, kulak çınlaması, terleme, bulantı, kusma, konfüzyon, hipervantilasyon, hipertermi ve dehidratasyon gibi salisizm belirtileri görülebilir. Çok yüksek dozlarda, merkezi sinir sistemi depresyonuna bağlı olarak koma, kardiyovasküler kollaps ve solunum yetmezliği görülebilir.

Akut intoksikasyonda, %5'lik sodyum bikarbonat solüsyonu ile gastrik lavaj yapılır. Ciddi intoksikasyonlarda (örn. i.v. sodyum bikarbonat ile) kuvvetli alkali diürez sağlanmalıdır. Bazı ciddi durumlarda hemodiyaliz gerekli olabilir. Aspirin 100 : Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmemişse : Aşağıdaki dozlar, gerektiğinde günde 3 kez tekrarlanabilir : 1-2 yaş 1/2 tablet (50 mg), 2-3 yaş 1 tablet (100 mg), 4-6 yaş 2 tablet (200 mg), 7-9 yaş 3 tablet (300 mg) 1 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır.

Kullanım şekli : Lezzetinin iyi oluşu nedeniyle, çocuklar bu Aspirin'i emmek veya bir miktar suda eritmek suretiyle alabilirler. Tablet alındıktan sonra bir miktar su içilmelidir. Doz Aşımı ve Tedavisi : Yüksek dozda alındığında baş dönmesi, kulak çınlaması, terleme, bulantı, kusma, konfüzyon, hipervantilasyon, hipertermi ve dehidratasyon gibi salisizm belirtileri görülebilir.

Çok yüksek dozlarda, merkezi sinir sistemi depresyonuna bağlı olarak koma, kardiyavasküler kollaps ve solunum yetmezliği görülebilir. Akut intoksikasyonda, %5'lik sodyum bikarbonat solüsyonu ile gastrik lavaj yapılır. Ciddi intoksikasyonlarda (örn. i.v. sodyum bikarbonat ile) kuvvetli alkali diürez sağlanmalıdır. Bazı ciddi durumlarda hemodiyaliz gerekli olabilir. Forte : Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmemişse : Erişkinlerde, günde 2 ila 3 kez (6 saat ara ile) 1-2 tablet tercihen yemeklerden sonra, çiğnemeden bir miktar sıvı ile yutulur.

9-15 yaş grubunda günde 2 veya 3 defa 1 tablet verilebilir. 7-9 yaş grubunda günde 3 defa ½ tablet. 7 yaşından küçük çocuklarda bunlar için uygun olan "Aspirin 100, çocuklar için" preparatını kullanınız. Doz Aşımı ve Tedavisi : Yüksek dozda alındığında baş dönmesi, kulak çınlaması, terleme, bulantı, kusma, konfüzyon, hipervantilasyon, hipertermi ve dehidratasyon gibi salisizm belirtileri görülebilir. Çok yüksek dozlarda, merkezi sinir sistemi depresyonuna bağlı olarak koma, kardiyovasküler kollaps ve solunum yetmezliği görülebilir. Akut kafein intoksikasyonuna (>1 g) bağlı olarak uykusuzluk, huzursuzluk, kusma, konvülsiyon ve/veya görsel-işitsel rahatsızlıklar ile deliryum ve taşikardinin eşlik ettiği eksitasyon görülebilir. Akut intoksikasyonda, %5'lik sodyum bikarbonat solüsyonu ile gastrik lavaj yapılır.

Ciddi intoksikasyonlarda (örn. i.v. sodyum bikarbonat ile) kuvvetli alkali diürez sağlanmalıdır. Bazı ciddi durumlarda hemodiyaliz gerekli olabilir.

BELOC ZOK 50 MG 20 TABLET

Farmakodinamik Özellikler
Metoprolol, ß1-selektif beta-blokerdir, kalpteki beta1 reseptörlerini, periferik damarlar ve bronşlardaki beta2 reseptörlerini bloke etmek için gereken dozlardan daha düşük dozlarda bloke eder. Beloc ZOK’un selektivitesi doza bağlıdır, ancak plazma zirve konsantrasyonlarına, alışılmış tabletlere göre daha düşük dozlarla ulaşıldığından Beloc ZOK ile daha yüksek ß1 selektivitesi sağlanır.

Metoprololün beta agonist etkisi yoktur ve membran stimule edici etkisi çok düşüktür. Beta blokerlerin negatif inotropik ve kronotropik etkileri vardır. Metoprolol tedavisi, fiziksel ve mental stres sırasında salgılanan katekolaminlerin etkisiyle ortaya çıkan kalp hızı, kalp debisi ve kan basıncı artışını azaltır. Adrenal bezlerden adrenalin salgısının yükselmesi ile birlikte görülen stres durumlarında, metoprolol normal fizyolojik dilatasyonu engellemez.
Metoprolol, terapötik dozlarda, bronş kasları üzerinde, selektif olmayan beta blokerlere göre daha az kontraksiyona neden olur. Metoprololün bu özelliği, bronşiyal astım ya da ilerlemiş obstrüktif akciğer hastalığı olanlarda ß2-agonistleri ile birlikte tedavi olanağı sağlar.
Metoprolol, insülin salgılanmasını ve karbonhidrat metabolizmasını, selektif olmayan beta blokerlere göre daha az etkiler, bu nedenlerle diabetes mellitus hastalarında da kullanılabilir.
Metoprolol, selektif olmayan beta blokerlere göre hipoglisemi karşısında kardiyovasküler yanıtı daha az etkiler ve kan şekerinin normal düzeye dönmesi daha hızlıdır.
Beloc ZOK, hipertansiyonlu hastalarda, hem ayakta hem de yatar durumdaki ve egzersiz sırasında kan basıncını 24 saatten daha uzun süre belirgin olarak düşürür. Metoprolol tedavisinin başlangıcında periferik
direnç artışı görülebilir. Ancak uzun süreli tedavide, kan basıncının
düşmesi, periferik direncin azalmasına ve kalb debisinin değişmemesine bağlı olabilir. Orta/ağır hipertansiyonu olan erkek hastalarda metoprolol ölüm riskini azaltır. Elektrolit dengesizliğine neden olmaz.

Kronik Kalp Yetmezliğindeki Etkileri ; Ejeksiyon fraksiyonu azalmış (≤0.40) ve kalp yetmezliği (NYHA II-IV) olan 3991 hasta üzerinde yapılan MERIT-Kalp Yetmezliği Çalışmasında, Beloc ZOK’un yaşama şansını arttırdığı ve hastaneye yatırılma sayısında azalma sağladığı bildirilmiştir. Uzun süreli tedavide semptomlarda genel bir iyileşme görülmüştür. (NYHA fonksiyonel sınıfı ve Genel Tedavi Değerlendirme Puanı).

Ayrıca Beloc ZOK tedavisinin ejeksiyonu fraksiyonunu arttırdığı, sol ventrikül diyastolik fonksiyonları ile sol ventrikül sistolik ve diyastolik hacimlerini azalttığı gösterilmiştir.

Metoprolol ile, taşiaritmilerde sempatolitik aktivitenin artışına bağlı etkiler bloke edilerek pacemaker hücrelerde otomatizasyonun azalması ve ayrıca supraventriküler ileti zamanının uzaması ile kalp hızının düşmesi sağlanır. Metoprolol, miyokard enfarktüsünün tekrarlama riskini ve özellikle miyokard enfaktüsünden sonraki ani ölüm riskini azaltır.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim ve Dağılım
Metoprolol kontrollü salımlı film tabletler, her biri ayrı bir depo unite olan metoprolol süksinat çekirdeklerinden oluşmuştur. Her metoprolol süksinat çekirdeği, metoprololün salınım hızını kontrol eden polimerik bir membran ile kaplanmıştır. Oral yoldan alınan tablet, sıvı ile temas ettiği gastrointestinal kanalın geniş yüzeyinden hızla dağılarak yayılır. Metoprololün salınım hızı pH’dan etkilenmez ve yaklaşık 20 saat boyunca aralıksız devam eder. Kontrollü salımlı tabletlerde 24 saat boyunca düzgün bir plazma konsantrasyonu sağlanır.
Oral yoldan uygulanan Beloc ZOK, gastrointestinal kanal boyunca ve kolonda tam olarak emilir.

Metabolizma
Beloc ZOK’un biyoyararlanımı %30-40’dır. Metoprolol karaciğerde temelde CYP2D6 enzimi ile metabolize olur.
Üç temel metaboliti vardır, ancak bunlardan hiçbirinin klinik açıdan anlamlı bir beta bloker etkisi yoktur.

EliminasyonMetoprololün yaklaşık %5’i değişmemiş olarak idrarla, geri kalanı ise metabolitleri şeklinde atılır.

Endikasyonları
Hipertansiyon
Angina pectoris.
Sol ventriküler sistolik fonksiyon bozukluğu ile birlikte görülen stabil semptomatik kronik kalp yetmezliği.
Miyokard enfarktüsünün akut döneminden sonra ani ölüm riski ve miyokard enfarktüslerinin tekrarlanma riskinin önlenmesi
Özellikle supraventriküler taşikardi dahil olmak üzere kalp ritim bozuklukları.
Ventriküler ekstra-sistol ve atriyal fibrilasyonda ventriküler hızın azaltılması
Palpitasyonlu fonksiyonel kalp hastalıklarıMigren proflaksisi.

Yan etkileri
Yan etkiler genellikle doza bağlıdır ve hastaların yaklaşık %10’unda gözlenir.

Sık (> 1/100)
Genel : Yorgunluk, başağrısı, sersemlik
Dolaşım sistemi : Ekstremitelerde soğuma, bradikardi, palpitasyon
Gastrointestinal sistem : Karın ağrısı, bulantı, kusma, diyare ve kabızlık

Daha az sıklıkla :
Genel : Göğüs ağrısı, kilo artışı
Dolaşım sistemi : Kalp yetmezliği belirtilerinde geçici ağırlaşma
Merkezi Sinir sistemi : Uyku bozuklukları, parestezi
Solunum sistemi : Nefes darlığı, bronşiyal astımı veya astmatik problemleri olan hastalarda bronkospazm

Seyrek (< 1/1000)
Genel : Aşırı terleme, saç dökülmesi, tat alma bozuklukları, geri dönüşümlü libido bozuklukları
Hematolojik : Trombositopeni
Dolaşım sistemi : AV-ileti zamanında uzama, kalp aritmileri, ödem, senkop
Merkezi Sinir Sistemi : Kabus görme, depresyon, hafıza güçlüğü, konfüzyon, sinirlilik, anksiyete, halüsinasyon
Deri : Deride aşırı duyarlılık reaksiyonları, psoriasisde ağırlaşma, fotosensitivite reaksiyonları
Hepatik : Transaminazlarda artış
Göz : Görme bozuklukları. Gözlerde kuruluk ve/veya kızarıklık
Kulak : Kulak çınlaması

Nadir vakalarda artralji, hepatitkas krampları, ağız kuruluğu, konjuktivit benzeri semptomlar, rinit ve konsantrasyon bozukluğu ve vasküler bozukluğu olan hastalarda kangren bildirilmiştir.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

BELOC 5 MG 1 AMPUL

Etken Madde(ler):

Metoprolol tartarat 5 mg/5 ml


Piyasa Şekilleri:

1 ampullük ambalajlarda.


Kullanım Şekli:

Kalp aritmileri: İlk başta 5 mg’a kadar metoprolol dakikada 1-2 mg hızında i.v. yoldan uygulanır. Bu uygulama yanıt alınana kadar 5’er dakika aralıkla tekrarlanabilir. Toplam 10-15 mg’lık doz yeterli olmaktadır. Miyokard enfarktüsü: Miyokard enfarktüsünü düşündüren semptomların ortaya çıkmasından sonra en kısa zamanda i.v. yoldan kullanılmalıdır. Bu tedavi hastanın hemodinamik durumu göz önüne alınarak ikişer dakika arayla 3 kez 5 mg’lık bolus tarzında enjekte edilir. Tam i.v. doz olan 15 mg’ı tolere eden hastalarda son ıv enjeksiyondan 15 sonra günde 4 defa 50 mg tablet ile tedavi 48 saat sürdürülmelidir. Daha sonra 100-200 mg tabletler ile idame tedavisine devam edilir. Macrodex solüsyonuna katılmamalıdır.


Endikasyonları:

Beta1-selektif beta-blokerdir. Hipertansiyon (kan basıncını düşürmek, kardiyovasküler ve koroner mortalite ile morbidite riskini azaltmak), angina pektoris, supraventriküler taşikardi dahil olmak üzere kalp ritim bozuklukları, miyokard enfarktüsünün idame tedavisi, palpitasyonlu fonksiyonel kalp hastalıkları, migren proflaksisinde endikedir.


Kontrendikasyonları:

İkinci ya da üçüncü derece atriyoventriküler blok, kompanse olmayan kalp yetmezliği, klinik olarak belirgin sinüs bradikardisi, hasta sinüs sendromu, kardiyojenik şok, ağır periferik arteriyel dolaşım bozukluğunda kontrendikedir. Kalp hızı dakikada 45'in altında, P-Q aralığı 0.24 saniyenin üzerinde, sistolik kan basıncı 100 mm Hg'nin altında ve/veya ağır kalp yetmezliği olan akut miyokard enfarktüsü geçirdiğinden kuşkulanılan hastalara metoprolol verilmemelidir. Bileşimindeki maddelerden herhangi birine ya da diğer beta-blokerlere aşırı duyarlı hastalarda kontrendikedir.


Uyarılar:

Beta-bloker tedavisi gören hastalara intravenöz yoldan verapamil türü kalsiyum antagonistleri uygulanmamalıdır. Astımlı hipertansif hastaların tedavisi sırasında, ek olarak tablet ve/veya aerosol halinde beta2-agonist tedavisi de uygulanmalıdır. Metoprolol tablet tedavisine başlanırken beta2-agonist dozunun ayarlanması (yükseltilmesi) gerekebilir. Metoprolol tedavisi sırasında hipoglisemi belirtilerinin maskelenme ve karbonhidrat metabolizması ile etkileşim riski dikkate alınmalıdır. Metoprolol tedavisinden önce ve tedavisi sırasında kalp yetmezliği bulunan hastalar kompanse duruma getirilmelidir. Çok seyrek olarak, önceden varolan orta şiddetteki bir atriyoventriküler ileti bozukluğunun ağırlaşması mümkündür (atriyo-ventriküler bloka yol açabilir). Hastada artan bir bradikardi oluşursa metoprolol dozu azaltılmalı ya da yavaş yavaş kesilmelidir. Metoprolol, kan basıncını düşürücü etkisine bağlı olarak, periferik arteriyel dolaşım bozukluklarının belirtilerini şiddetlendirebilir. Feokromositoması bulunan bir hastaya metoprolol tablet tedavisiyle birlikte bir alfa bloker de verilmelidir. Ameliyattan önce anesteziste, hastanın metoprolol tablet kullandığı bildirilmelidir. Metoprolol tedavisinin aniden kesilmesinden sakınmak gereklidir. Beta-bloker tedavisinin kesilme döneminde, özellikle iskemik kalp hastalığı olduğu bilinenler yakından izlenmelidir. Beta-bloker tedavisinin kesilmesi sırasında, ani ölüm dahil koroner olayların riski artabilir. ß-bloker tedavisi gören hastalarda anaflaktik şok daha ağır seyreder. Gebelikte ve emziren annelerde ancak zorunlu olduğu takdirde kullanılmalıdır. Tüm antihipertansifler gibi, beta-blokerler de fetüsde, yenidoğan ve anne sütü alan bebeklerde istenmeyen yan etkilere (örneğin bradikardiye) neden olabilir. Nadiren halsizlik ve sersemliğe yol açabileceğinden, hastalar araç ve makina kullanmaları konusunda uyarılmalıdır.


Yan Etkileri:

Metoprolol iyi tolere edilir ve yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Çok sık: Halsizlik. Sık: Bradikardi, postüral bozukluklar (çok ender olarak senkopla birlikte), ekstremitelerde soğuma, palpitasyon, sersemlik, başağrısı, bulantı, karın ağrısı, diyare, konstipasyon, egzersiz sırasında dispne. Seyrek: Kalp yetmezliği belirtilerinde geçici ağırlaşma, birinci derece atriyoventriküler blok, ödem, perikordiyal ağrı, parestezi, kas krampı , kusma, kilo alma, depresyon, konsantrasyon güçlüğü, uykusuzluk ya da uyku artışı, kabus, bronkospazm, deri döküntüsü (psoriasiform ürtiker ve distrofik deri lezyonları tarzında), terleme artışı. Ender: Kalp ileti bozuklukları, aritmi, ağız kuruluğu , karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluklar, sinirlilik, anksiyete, empotans/seksüel disfonksiyon, rinit, görme bozukluğu, gözlerde kuruma ve/veya iritasyon, konjunktivit, saç dökülmesi. Çok ender: Ağır periferik dolaşım bozukluğu olan hastalarda gangren, trombositopeni, amnezi/hafıza güçlüğü, konfüzyon, halüsinasyon, kulak çınlaması, tat duyusu bozuklukları, fotosensitivite reaksiyonları, psoriasisde ağırlaşma.


İlaç Etkileşimleri:

Sempatik gangliyon blokerleri, diğer beta-blokerleri (ör. göz damlaları) ya da MAO inhibitörleri ile birlikte kullanan hastalar yakından izlenmelidir. Klonidin ile birlikte sürdürülen tedavinin kesilmesi düşünülüyorsa, beta-bloker tedavisi klonidin tedavisinden birkaç gün önce sonlandırılmalıdır. Verapamil ve diltiazem türü kalsiyum antagonistleri ve/veya antiaritmik ilaçlar ile metoprololün birlikte kullanıldığı durumlarda olası negatif inotropik ve kronotropik etkiler açısından dikkatli olunmalıdır. Beta-bloker tedavisi gören hastalara intravenöz yoldan verapamil türü kalsiyum antagonistleri uygulanmamalıdır. Beta-blokerler, antiaritmik ilaçların (kinidin ve amiodaron türü) negatif inotropik ve negatif dromotropik etkilerini arttırabilir. Beta-bloker tedavisindeki hastalarda, inhalasyon anestetikleri kardiyodepresan etkiyi güçlendirebilir. Enzim uyarıcı ve inhibe edici ilaçlar, metoprololün plazma düzeyini etkileyebilir. Rifampisin metoprololün plazma düzeyini düşürür, simetidin, alkol ve hidralazin metoprololün plazma konsantrasyonunu yükseltebilir. İndometasin ya da diğer prostaglandin sentetaz inhibitörleri, beta-blokerlerin antihipertansif etkisini azaltabilir. Belirli bazı koşullarda adrenalin beta-bloker tedavisi gören hastalara uygulandığında, kardiyoselektif beta-blokerler, selektif olmayan beta-blokerlere göre kan basıncı kontrolünü daha az etkiler. Beta-bloker alan hastalarda oral antidiyabetiklerin dozlarının yeniden ayarlanması gerekebilir.

Coraspin 100 MG

Formülü :
Her enterik kaplı tablette: Asetilsalisilik asit 100 mg

Farmakolojik Özellikler :
Coraspin 100 enterik kaplı tabletler içerdiği 100 mg asetilsalisilik asit nedeniyle antiagregan etkiye sahiptir.

Trombositler ve damar endotel hücreleri arasındaki etkileşimin düzenlenmesinde önemli mekanizmalardan biri prostaglandinler (PG) arasındaki dinamik dengedir. Trombositlerde sentezlenen tromboksan A2 (TXA2) agregasyon ve vazokonstriksiyon yönünde etki ederken, vasküler endotelyumda üretilen prostasiklin (PGI2) antiagregan ve vazodilatör olarak görev yapar. Vasküler endotelyum hasarlandığında, örneğin aterosklerotik hadiselerde, PGI2 sentezi aksamakta ve TXA2 fazlalığı belirmektedir.

Asetilsalisilik asit prostaglandin sentezi için gerekli olan siklooksijenazı dönüşümsüz olarak inhibe eder. Trombositler, bu enzimi tekrar sentez edememeleri nedeniyle, ömürlerinin geri kalan kısmında (7-10 gün) TXA2 sentezleyemezler ve agregasyon özelliklerini kaybederler. Trombositlerin aksine, endotel hücrelerinde asetillenmiş siklooksijenaz derhal yenilenir ve PGI2 sentezi devam eder.

Coraspin 100, özellikle uzun dönemli profilaktik ve terapötik uygulamalarda mide şikayetlerini en aza indirmek amacıyla dizayn edilmiştir. Bu amaçla Coraspin 100 tabletleri, mide asidine dirençli enterik lakla kaplanmıştır ve ancak barsakta çözünürler. Barsakta emilimi takiben % 80-90 oranında plazma proteinlerine bağlanan asetilsalisilik asit, böbrekler yolu ile salisilik asit ve metabolitleri halinde atılır.

Endikasyonları :
Antitrombotik olarak; non-stabil anjina pektoriste ve risk altındaki (hipertansif, hiperlipidemik, diyabetik veya sigara tiryakileri) hastalarda koroner trombozun önlenmesinde; miyokard reinfarktüs profilaksisinde; kardiyovasküler cerrahide özellikle aortokoroner by-pass ve arteryovenöz şantlarda post-operatif tromboz ve embolizmin önlenmesinde; geçici iskemik ataklarda ve stroke profilaksisinde endikedir.

Kontrendikasyonları :
Coraspin, kanama eğiliminin arttığı patolojik durumlarda, antikoagulan (heparin, kumarin türevleri v.b.) tedavisi sırasında, glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliğinde, salisilatlara ve analjeziklere karşı aşırı hassasiyet gösterenlerde, kronik veya aktif ülseri olanlarda kullanılmamalıdır.

Uyarılar / Önlemler :
Hekim tarafından tavsiye edilmedikçe hamileler ve emziren anneler tarafından alınmamalıdır.
Özellikle gebeliğin son üç ayında kullanılması sakıncalıdır.
ÇOCUKLARDA VE GENÇLERDE GRİP VE SUÇİÇEĞİNE EŞLİK EDEN YÜKSEK ATEŞTE REYE SENDROMU KONUSUNDA HEKİME DANIŞILMADAN KULLANILMAMALIDIR.

Yan Etkiler / Advers Etkiler :
Mide rahatsızlığı, gastro-İntestinal gizli kan kaybında artış, nadiren aşırı hassasiyete bağlı reaksiyonlar (deri reaksiyonları, nefes darlığı) ve trombositopeni görülebilir.

BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

İlaç Etkileşimleri :
Non-streoidal antiromatizmal ilaçların etkilerini ve yan etkilerini, metotreksatın istenmeyen etkilerini, antikoagulanların (örn. heparin ve kumarin türevleri) etkilerini ve steroidlerle birlikte alındığında gastro-intestinal kanama ihtimalini arttırır.

Diyabetli hastalarda kullanıldığında, insulin veya oral antidiyabetiklerin dozunun ayarlanması gerekebilir.
Furosemid, spironolakton benzeri diüretiklerin ve ürikozürik ilaçların etkilerini azaltır.

Kullanım Şekli ve Dozu :
Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde:

Reinfarktüs profilaksisi ve non- stabil anjina pektoriste: 1-3x1 tablet/gün
Risk altındaki hastalarda koroner trombozun önlenmesinde: 1-2x1 tablet/gün
Post-operatif (by-pass ve shunt) tromboz profilaksisinde: 1x1 tablet/gün
Stroke profilaksisinde ve geçici iskemik ataklarda: 1-3x1 tablet/gün

Kullanım şekli
Coraspin 100, çiğnenmeden yarım bardak su ile yutulur.

Doz Aşımı ve Tedavisi :
Aşırı dozda alındığında baş dönmesi, kulak çınlaması, terleme, bulantı, kusma, konfüzyon, hipervantilasyon, hipertermi ve dehidratasyon gibi salisilizm belirtileri görülebilir. Çok yüksek dozlarda merkezi sinir sistemi depresyonuna bağlı olarak koma, kardiyovasküler kollaps ve solunum yetmezliği görülebilir.
Ciddi intoksikasyonlarda kuvvetli alkali diürez sağlanmalıdır (örn. i.v. sodyum bikarbonat ile). Bazı ciddi durumlarda hemodiyaliz gerekli olabilir.

Ticari Takdim Şekli :
Coraspin 100 enterik kaplı tablet: 30 tabletlik blister ambalajlarda.

Diğer Ticari Şekilleri :
Coraspin 300 enterik kaplı tablet: 30 tabletlik blister ambalajlarda

Bayer AG, Almanya lisansı ile üretilmiştir.

Ruhsat tarihi: 27.04.1995 No: 173/54
Ruhsat sahibi: Bayer Türk Kimya San. Ltd. Şti. İstanbul
Üretim yeri: Bayer İlaç Fab. A.Ş. İstanbul

25 oC'nin altında kuru ve serin bir yerde saklayınız.
Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ambalajında saklayınız.
Reçete ile satılır.

İESPOR(IM Flakon)

İ.E. Ulagay
Etken Madde(ler):
Sefazolin sodyum

Piyasa Şekilleri:
500 mg: 1 i.m. flakon ve 2 ml %0.5 lidokainli çözücü ampul, 1 g: 1 i.m. flakon ve 4 ml %0.5 lidokainli çözücü ampul, 250 mg: 1 i.m. flakon ve 2 ml %0.5 lidokainli çözücü ampul içeren ambalajlarda.

Kullanım Şekli:
Günlük doz erişkinlerde 2×500-1000 mg ve çocuklarda 25-50 mg/kg hesabıyla 8-12 saatte bir uygulanır. Ağır enfeksiyonlarda erişkinler için 2×1,5-2,5 g ve çocuklar için 50-100 mg/kg verilebilir.

Endikasyonları:
Staphylococcus aureus (penisilinaz üreten suşlar dahil), Staphylococcus epidermis (metisiline dirençli stafilokoklar hariç), A grubu Beta-hemolitik streptokoklar ve diğer streptokok suşları, Streptococcus pneumoniae, Escherichia coli, Proteus mirabilis, Klebsiella türleri, Enterobacter aurogenes, Haemophylus influinzea’nın etken olduğu akut ve subakut bronşit, bronşektazi, bronkopnömoni, pnömoni, akciğerin cerahatlı hastalıkları (akciğer absesi), piyotoraks, piorezi, kronik solunum yolu hastalıklarına bağlı sekonder enfeksiyonlar, farenjit, larenjit, tonsillit gibi solunum yolu enfeksiyonları; kolanjit, kolesistit gibi safra yolu enfeksiyonları; peritonit, lenfanjit ve lenfadenit; septisemi ve subakut bakteriyel endokardit; piyelonefrit, piyelit, sistit, üretrit gibi idrar yolu enfeksiyonları; osteomyelit, artrit gibi kemik ve eklem enfeksiyonları; folikülit, panaris, fronkül, fronküloz, antraks, erizipel, apse, ülser, flegmon, ameliyat sonrası yara enfeksiyonları, yanıklar, dekübitis gibi deri ve yumuşak doku enfeksiyonları; bartolinit (bartolin absesi), servisit, endometrit, parametrit, pelvi-peritonit, doğum sonrası enfeksiyonları, mastit gibi jinekolojik enfeksiyonlar; orta kulak iltihabı, sinüzit, parotit, kulak ve burun fronkülü gibi KBB enfeksiyonları; arpacık, panoftalmi gibi göz enfeksiyonlarının tedavisinde endikedir. Enfeksiyon oluşmasını ve postoperatif enfeksiyon insidansını azaltmak için profilaktik olarak ameliyat öncesi (30-60 dakika önce) ve gerekirse ameliyatın tamamlanmasını takiben 3-5 gün kullanılabilir.

Kontrendikasyonları:
Sefalosporin grubu antibiyotiklere karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.

Uyarılar:
Sefalosporin, penisilin ya da diğer ilaçlara karşı allerjisi olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Allerji durumlarında tedavi durdurulur ve hasta hemen epinefrin ve benzeri presör aminlerle, antihistaminiklerle veya kortikostreoidlerle tedaviye alınır. Sefazolinin devamlı kullanılması duyarlı olmayan mikroorganizmaların üremesine neden olabilir. Psödomembranöz kolit belirtilerinin ortaya çıkması halinde ilaç kesilmeli ve uygun tedaviye geçilmelidir. Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda sefazolin dozu azaltılarak verilmelidir. Gebelikte tıbbi gereklilik olmadıkça kullanılmamalıdır. Emziren annelere uygulanması halinde dikkatli olunmalıdır. Prematürelerde ve 1 aydan küçük çocuklarda kullanımının güvenilirliği ve etkinliği henüz bildirilmemiştir.

Yan Etkileri:
Diyare, oral kandidiyazis, bulantı, kusma, karın ağrıları, anoreksi, antibiyotik tedavisi sırasında psödomembranöz kolit semptomları görülebilir. Bulantı ve kusma nadiren bildirilmiştir. Anafilaksi, eozinofili, kaşıntı, ilaç ateşi, cilt döküntüsü, nötropeni, lökopeni, trombositopeni görülebilir. Renal ve hepatik yetmezliğe bağlı olmaksızın SGOT, SGPT, BUN ve alkalen fosfataz düzeylerinde geçici artışlar bildirilmiştir.

İlaç Etkileşimleri:
Probenesid, sefalosporinlerle birlikte kullanıldığında bunların böbrek tubuluslarından salgılanmasını azaltarak sefalosporinlerin kan düzeylerinin daha yüksek olmasına ve daha uzun zaman devam etmesine yol açar.

Tags: vademecum, ilaclar

YAZZ 24+4 film kaplı tablet

Etkin maddeler: Her bir film kaplı tablet 3 mg drospirenon ve 0.02 mg etinilestradiol içerir.

Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat, mısır nisastası, magnezyum stearat, hipromelloz,talk, titanyum dioksit , kırmızı demir oksit .
Etkin madde içermeyen beyaz renkli tabletlerde; laktoz monohidrat, mısır nisastası, povidon 25000, magnezyum stearat, hipromelloz, talk, titanyum dioksit.

Bu Kullanma Talimatında:
1. YAZZ 24+4 nedir ve ne için kullanılır?
2. YAZZ 24+4 kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
3. YAZZ 24+4 nasıl kullanılır?
4. Olası yan etkiler nelerdir?
5. YAZZ 24+4’ün saklanması

1. YAZZ 24+4 nedir ve ne için kullanılır?
YAZZ 24+4 Film Kaplı Tablet ambalajında, etkin madde içeren 24 adet ve etkin madde
içermeyen 4 adet film kaplı tablet bulunur. Açık pembe renkli her bir tablet, 3 mg
drospirenon ve 0.02 mg etinilestradiol etkin maddelerini içerir. Bu tabletler; yuvarlak, bikonvex, bir yüzünde düzgün altıgen kabartma içine “DS” baskılı seklindedir. Etkin madde içermeyen tabletler ise beyaz renkli ve yuvarlak seklindedir. YAZZ 24+4’ün içindeki etinil estradiol ve drospirenon hormonları hipofiz bezinden salgılanan ve folikülün yumurtlama asamasına kadar olgunlasması için gerekli olan folikül stimülan hormonun (FSH) ve luteinizan hormonun (LH) salgılanmasını baskılarlar ve böylece yumurtlama engellenir. Progestagenler (drospirenon) servikal mukusu koyulastırır, bu sayede spermin ovuma ulasması engellenir. Fallop tüplerinin hareketleri ve sekresyonları da etkilenebilir.
Progestagenler (drospirenon) endometriyumda değisikliklere yol açar, endometriyum
döllenmis bir yumurtanın yerlesmesini engelleyecek bir sekilde incelir.

YAZZ 24+4’ü kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler
Damar tıkanıklığı ya da hikayesi varsa,
· Damar tıkanıklığına bağlı göğüs ağrısı, geçici felç gibi durumlar varsa,
· Görme bozuklukları, konusma bozukluğu, vücudun herhangi bir yerinde güçsüzlük veya his
kaybı gibi belirtilerin eslik ettiği migreniniz varsa,
· Damarları etkilemis seker hastalığınız varsa,
· Damar tıkanıklığı için ciddi risk faktörü varsa,
· Kan yağlarının artmıs olduğu pankreas iltihabı varsa,
· Ciddi karaciğer hastalığınız varsa,
· Ciddi böbrek yetmezliğiniz varsa,
· Karaciğer tümörü varsa,
· Seks steroidlerinden etkilenen cinsel organların ya da memenin bilinen veya süpheli kötü
huylu hastalıkları varsa,
· Tanı konulmamıs vajinal kanamanız varsa,
· Bilinen hamilelik veya süphesi varsa,
· YAZZ® 24+4’ün içerdiği maddelerden herhangi birine karsı alerjiniz (asırıduyarlılık) varsa,