10 Temmuz 2009 Cuma

BELOC 5 MG 1 AMPUL

Etken Madde(ler):

Metoprolol tartarat 5 mg/5 ml


Piyasa Şekilleri:

1 ampullük ambalajlarda.


Kullanım Şekli:

Kalp aritmileri: İlk başta 5 mg’a kadar metoprolol dakikada 1-2 mg hızında i.v. yoldan uygulanır. Bu uygulama yanıt alınana kadar 5’er dakika aralıkla tekrarlanabilir. Toplam 10-15 mg’lık doz yeterli olmaktadır. Miyokard enfarktüsü: Miyokard enfarktüsünü düşündüren semptomların ortaya çıkmasından sonra en kısa zamanda i.v. yoldan kullanılmalıdır. Bu tedavi hastanın hemodinamik durumu göz önüne alınarak ikişer dakika arayla 3 kez 5 mg’lık bolus tarzında enjekte edilir. Tam i.v. doz olan 15 mg’ı tolere eden hastalarda son ıv enjeksiyondan 15 sonra günde 4 defa 50 mg tablet ile tedavi 48 saat sürdürülmelidir. Daha sonra 100-200 mg tabletler ile idame tedavisine devam edilir. Macrodex solüsyonuna katılmamalıdır.


Endikasyonları:

Beta1-selektif beta-blokerdir. Hipertansiyon (kan basıncını düşürmek, kardiyovasküler ve koroner mortalite ile morbidite riskini azaltmak), angina pektoris, supraventriküler taşikardi dahil olmak üzere kalp ritim bozuklukları, miyokard enfarktüsünün idame tedavisi, palpitasyonlu fonksiyonel kalp hastalıkları, migren proflaksisinde endikedir.


Kontrendikasyonları:

İkinci ya da üçüncü derece atriyoventriküler blok, kompanse olmayan kalp yetmezliği, klinik olarak belirgin sinüs bradikardisi, hasta sinüs sendromu, kardiyojenik şok, ağır periferik arteriyel dolaşım bozukluğunda kontrendikedir. Kalp hızı dakikada 45'in altında, P-Q aralığı 0.24 saniyenin üzerinde, sistolik kan basıncı 100 mm Hg'nin altında ve/veya ağır kalp yetmezliği olan akut miyokard enfarktüsü geçirdiğinden kuşkulanılan hastalara metoprolol verilmemelidir. Bileşimindeki maddelerden herhangi birine ya da diğer beta-blokerlere aşırı duyarlı hastalarda kontrendikedir.


Uyarılar:

Beta-bloker tedavisi gören hastalara intravenöz yoldan verapamil türü kalsiyum antagonistleri uygulanmamalıdır. Astımlı hipertansif hastaların tedavisi sırasında, ek olarak tablet ve/veya aerosol halinde beta2-agonist tedavisi de uygulanmalıdır. Metoprolol tablet tedavisine başlanırken beta2-agonist dozunun ayarlanması (yükseltilmesi) gerekebilir. Metoprolol tedavisi sırasında hipoglisemi belirtilerinin maskelenme ve karbonhidrat metabolizması ile etkileşim riski dikkate alınmalıdır. Metoprolol tedavisinden önce ve tedavisi sırasında kalp yetmezliği bulunan hastalar kompanse duruma getirilmelidir. Çok seyrek olarak, önceden varolan orta şiddetteki bir atriyoventriküler ileti bozukluğunun ağırlaşması mümkündür (atriyo-ventriküler bloka yol açabilir). Hastada artan bir bradikardi oluşursa metoprolol dozu azaltılmalı ya da yavaş yavaş kesilmelidir. Metoprolol, kan basıncını düşürücü etkisine bağlı olarak, periferik arteriyel dolaşım bozukluklarının belirtilerini şiddetlendirebilir. Feokromositoması bulunan bir hastaya metoprolol tablet tedavisiyle birlikte bir alfa bloker de verilmelidir. Ameliyattan önce anesteziste, hastanın metoprolol tablet kullandığı bildirilmelidir. Metoprolol tedavisinin aniden kesilmesinden sakınmak gereklidir. Beta-bloker tedavisinin kesilme döneminde, özellikle iskemik kalp hastalığı olduğu bilinenler yakından izlenmelidir. Beta-bloker tedavisinin kesilmesi sırasında, ani ölüm dahil koroner olayların riski artabilir. ß-bloker tedavisi gören hastalarda anaflaktik şok daha ağır seyreder. Gebelikte ve emziren annelerde ancak zorunlu olduğu takdirde kullanılmalıdır. Tüm antihipertansifler gibi, beta-blokerler de fetüsde, yenidoğan ve anne sütü alan bebeklerde istenmeyen yan etkilere (örneğin bradikardiye) neden olabilir. Nadiren halsizlik ve sersemliğe yol açabileceğinden, hastalar araç ve makina kullanmaları konusunda uyarılmalıdır.


Yan Etkileri:

Metoprolol iyi tolere edilir ve yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Çok sık: Halsizlik. Sık: Bradikardi, postüral bozukluklar (çok ender olarak senkopla birlikte), ekstremitelerde soğuma, palpitasyon, sersemlik, başağrısı, bulantı, karın ağrısı, diyare, konstipasyon, egzersiz sırasında dispne. Seyrek: Kalp yetmezliği belirtilerinde geçici ağırlaşma, birinci derece atriyoventriküler blok, ödem, perikordiyal ağrı, parestezi, kas krampı , kusma, kilo alma, depresyon, konsantrasyon güçlüğü, uykusuzluk ya da uyku artışı, kabus, bronkospazm, deri döküntüsü (psoriasiform ürtiker ve distrofik deri lezyonları tarzında), terleme artışı. Ender: Kalp ileti bozuklukları, aritmi, ağız kuruluğu , karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluklar, sinirlilik, anksiyete, empotans/seksüel disfonksiyon, rinit, görme bozukluğu, gözlerde kuruma ve/veya iritasyon, konjunktivit, saç dökülmesi. Çok ender: Ağır periferik dolaşım bozukluğu olan hastalarda gangren, trombositopeni, amnezi/hafıza güçlüğü, konfüzyon, halüsinasyon, kulak çınlaması, tat duyusu bozuklukları, fotosensitivite reaksiyonları, psoriasisde ağırlaşma.


İlaç Etkileşimleri:

Sempatik gangliyon blokerleri, diğer beta-blokerleri (ör. göz damlaları) ya da MAO inhibitörleri ile birlikte kullanan hastalar yakından izlenmelidir. Klonidin ile birlikte sürdürülen tedavinin kesilmesi düşünülüyorsa, beta-bloker tedavisi klonidin tedavisinden birkaç gün önce sonlandırılmalıdır. Verapamil ve diltiazem türü kalsiyum antagonistleri ve/veya antiaritmik ilaçlar ile metoprololün birlikte kullanıldığı durumlarda olası negatif inotropik ve kronotropik etkiler açısından dikkatli olunmalıdır. Beta-bloker tedavisi gören hastalara intravenöz yoldan verapamil türü kalsiyum antagonistleri uygulanmamalıdır. Beta-blokerler, antiaritmik ilaçların (kinidin ve amiodaron türü) negatif inotropik ve negatif dromotropik etkilerini arttırabilir. Beta-bloker tedavisindeki hastalarda, inhalasyon anestetikleri kardiyodepresan etkiyi güçlendirebilir. Enzim uyarıcı ve inhibe edici ilaçlar, metoprololün plazma düzeyini etkileyebilir. Rifampisin metoprololün plazma düzeyini düşürür, simetidin, alkol ve hidralazin metoprololün plazma konsantrasyonunu yükseltebilir. İndometasin ya da diğer prostaglandin sentetaz inhibitörleri, beta-blokerlerin antihipertansif etkisini azaltabilir. Belirli bazı koşullarda adrenalin beta-bloker tedavisi gören hastalara uygulandığında, kardiyoselektif beta-blokerler, selektif olmayan beta-blokerlere göre kan basıncı kontrolünü daha az etkiler. Beta-bloker alan hastalarda oral antidiyabetiklerin dozlarının yeniden ayarlanması gerekebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder